İbn Hacer el-Askalanî
(1372-1449m.)
R.Nur Enstitüsü
Meşhur hadis alimlerindendir. Tesirli vaazları ve hutbeleriyle tanındı. Hayatının büyük bölümünü hadis ilmine verdi. Devrinin en ünlü ve yetkili alimlerinden biri oldu. İstifade ettiği eser ve şahısların isimlerini belirtmede büyük titizlik gösterdi. Fıkıh sahasında da kendini yetiştirdi. Çok sayıda eser kaleme aldı.
Asıl adı Şihabüddin'dir. Filistinli olup memleketi olan Askalan'dan ötürü Askalani, yedinci dedesine nispetle İbn Hacer olarak anıldı. Ebü'l-Fazl künyesinin yanında soyunun dayanağından dolayı Kinani ünvanlarıyla da anıldı. İbn Hacer lakabıyla meşhur oldu. Künyesi Ebü'l-Fazl Şihabüddin Ahmed bin Ali bin Muhammed el-Askalani şeklindedir.
Şubat 1372'de (H. 773) eski Mısır'da doğdu. Dört yaşında iken babası bir süre sonra da annesi vefat edince ablası ile yalnız kaldı. Ancak, babası vefatından önce hem kendilerine yetecek kadar servet bıraktı hem de biri ticaretle, diğeri ilimle uğraşan iki dostuna onları emanet etti. Her ikisinin de ilimle uğraşmaları ve eğitimlerini tamamlamaları sağlandı.
İbn Hacer, dokuz yaşında hafız oldu. On iki yaşında babasının dostu Harrubi ile Mekke'ye gitti ve burada dersler aldı. Bir çok önemli eseri hıfzetti. Başta hadis olmak üzere fıkıh, Arapça ve matematik derslerini aldı. Edebi ilimlerle meşgul olup meşhur şair ve ediplerin eserlerini okuyarak kendini geliştirdi. Bu arada Peygamber Efendimiz (asm) hakkında şiirler yazmaya başladı.
Çok sayıda alimden ders aldığı halde yirmi yaşından itibaren ilmi seyahatlere başladı. İskenderiye, Hicaz, Yemen, Taiz, Aden, Zebid, Vadilhasib gibi şehirleri dolaştı. Buradaki alimlerden istifade etti. Birkaç kez daha Hicaz'a gidip ilimle uğraşmaya devam etti. Seyahatlerinden sonra Mısır'a döndü. Memluk Sultanı Seyfeddin Barsbay ile birlikte Amid'e (Diyarbakır) Şafii kadısı sıfatıyla gitti. Yol güzergâhı boyunca uğradığı yerlerde ilim meclislerini teşkil ederek hadis konusunda bildiklerini öğretmeye çalıştı.
İbn Hacer, 1403 yılından itibaren vefatına kadar yaklaşık 46 yıl muhtelif okullarda hocalık yaptı. Bir çok medresede özellikle hadis derslerini okuttu. İlim meclislerine ayrı bir önem verdi. Vefatına kadar evinde ve diğer yerlerde alimleri bir araya getirerek bu meclisleri canlı tuttu. Bu meclisler esnasında ezberinde tuttuğu hadisleri yazdırttı. Böylece on ciltlik hadis eseri vücuda geldi. Yirmi yedi yıl boyunca ısrarla reddettiği Mısır Şafii başkadılığına Sultan tarafından tayin edildi (1423). Vefatına yakın bir zamana kadar bu görevi devam ettirdi. Bu arada hakkındaki şikayetlerden dolayı yedi kez görevden alındı. Yapılan tahkik sonucu her seferinde haklılığı anlaşılınca tekrar görevine iade edildi.
Bir çok camide vaizlik yaptı. Tesirli vaaz ve hutbeleriyle tanındı. Çok yönlü ve aktif bir kişiliğe sahipti. Bir ara Mahmudiye Medresesi kütüphanesinin idaresini de üstlendi. Kütüphanede bulunan kitapların fihristini hazırladı. Kaybolan kitapları istinsah ederek veya kendi kitaplarını kaybolanların yerine koyarak eksikleri tamamlıyordu.
Ömrünü ilme adayan İbn Hacer, sadece hadis alanında yüz yetmişe yakın eser kaleme aldı. Eserlerini kaleme alırken çok sayıda kaynaktan istifade etti. Kaynaklarını bir bir naklederek bu konudaki titizliğini gösterdi. Yaptığı hizmet ve özverili çalışmasından ötürü "Emirü'l-mü'minin fi'l-hadis" ünvanına layık görülen ender alimlerdendir. (M. Yaşar Kandemir, "İbn Hacer el-Asalânî", TDVİA., C. XIX., s. 517) Fıkıh alanında da otuza yakın eser yazdı. Bir taraftan fıkıh derslerini okuturken diğer taraftan da çeşitli konularda fetvalar verdi. Çalıştığı konuda, ilgili bütün kaynaklara ulaşmaya çalışarak muhtelif fikirleri bir araya topladı. Farklı fikirleri verdikten sonra görüş bildirme yoluna gitti.
Zamanının büyük kısmını okuyarak veya okutarak geçirdi. Yiyip içmeye önem vermezdi. Çok güçlü bir hafızaya sahipti. Önemli özelliklerinden bir tanesi; bir şeyi yazmakla meşgul olduğu zamanlarda bile kendisine okunan metni takip ederek düzeltmeleri yapabilmekti. Hem süratli okur hem de süratli yazardı. Eser yazma, okuma, ders ve fetva vermeden arta kalan zamanını ibadetle geçirirdi. Talebelerine karşı çok şefkatli davranır isteklerini geri çevirmemeye dikkat ederdi. Az konuşarak, kimseyi kırmamaya gayret gösterirdi. Aldığı maaşı hayır hizmetlerinde kullanırdı. Görevli gittiği yerlerde devlet parasıyla hazırlanan yemekleri yemezdi.
Bediüzzaman, istiğna düsturunu anlattığı İkinci Mektup'ta bu kaidesinin sebeplerinden altıncısını İbn Hacer'in, "Salâhat niyetiyle sana verilen bir şey, sâlih olmazsan, kabul etmek haramdır" şeklindeki ifadelerine dayandırır. Bu mektupta Bediüzzaman, hırs ve cimriliğin ön plana çıktığı günümüzde, insanların hediyelerini çok pahalıya sattığını belirttikten sonra, bu yolla meydana gelebilecek sakıncalara işaret etmektedir. (Mektubat, s. 18-19)
Risale-i Nur'da, İbn Hacer'in anıldığı bahiste tefsir kitapları, bunların şerhleri ve Kur'an-ı Kerim hakkında önemli izahatlarda bulunulmaktadır. Yazılan eserlerin şeffaf cam gibi Kur'an-ı Kerim'i göstermeleri gerektiğine işaret edilmektedir. Ancak, zamanla hayati önem taşıyan bu durum göz ardı edilmiş veya ikinci planda kalmıştır. Oysaki dini konularda nazarların direk Kur'an'a yönelmesi gerekir. Bunun için de tefsirler okunurken ve incelenirken şahısların sözleri değil, Kur'an'ın ne dediğine bakılması icap eder. Mesela, "İbni Hacer'e nazar ettiği vakit, Kur'ân'ı anlamak ve Kur'ân'ın ne dediğini öğrenmek maksadıyla nazar etmeli. Yoksa İbni Hacer'in ne dediğini anlamak maksadıyla değil." (Sünühat, s. 45)
Örnek bir ömür yaşayan İbn Hacer, 1449 yılında Kahire'de Hakk'ın rahmetine kavuştu. Cenaze namazı Halife tarafından kıldırıldı. Çok büyük bir kalabalık cenaze merasimine iştirak etti. Mekke dahil bir çok yerde kendisi için gıyabi cenaze namazı kılındı. Naaşı Karafetüssuğra Kabristanına defnedildi.
Eserleri
İbn Hacer değişik alanlarda yüzlerce eser yazdı. Yazdığı eserlerin sayısı hakkındaki kayıtlar ve rakamlar muhteliftir. Verilen rakamlar 150-300 arasındadır. En önemli hadis çalışmalarından bir tanesi Sahih-i Buhari ile ilgili şerh çalışmasıdır. Şerh ve muhtasar olarak yazdığı iki eserle çok önemli bilgiler vermektedir. Et-Tezkiretü'l-hadisiyye adlı eseri on ciltten müteşekkildir. Bu eserinde hadis metinlerini bir araya getirdi. Tağlikü't-ta'lik eserini yazarken 350 kaynaktan istifade etti.
Yaptığı "Kırk Hadis" çalışmasında, derlediği hadislerin Kütüb-ü Sitte ile dört mezhep imamının eserlerinde bulunma şartından hareket etti. Böylece hadislerin sağlamlık derecelerine özel önem verdiğini ortaya koydu. El-Mu'cemü'l-müfehres adlı eserinde, okuttuğu kitapların dayanaklarını, senetlerini, kaynaklarını ortaya koymaktadır.
İbn Hacer sözü edilen eserler dışında; Kur'an ilimleri, fıkıh, akaid, tarih, biyografi, tertip çalışması, dil ve edebiyat gibi muhtelif konularda eserler yazdı..
Facebook'ta Paylaş