Eserlerinden çogu Türkçeye tercüme edildi. Fatih Sultan'a hitaben mektub yazdi. Fatih kendisini Istanbul'a davet etti. Konya'ya kadar gelen Mevlâna Câmi, Fatih'in vefatini ögrenince geri döndü. Yendiden Herat'taki vezifesine devam etti. Ilim ve irsad yoluna ilerlemek isteyenleri irsad etti.
Mevlâna Câmi bilhassa ihlasla ilerlemis, manevi mevzularda mesafe katetmistir. Bundan olacak ki, gösteristen çok rahatsiz olur, bütün huzur ve rahatini tevazuda, ihlasta bulurdu.
O, insani maddi ve ilmi kazanciyla degerlendirmezdi. Bütün meselesi, gönül ehli olmak, iyi niyet sahibi bulunmak, tevazu ve ihlas içinde dini hayati yasamakti.
Mevlâna Câmi hazretleri su sözleri sik sik söyler, tekrar ederdi:
"Bir kimse bütün ilimleri bilse, yine garantisi olmaz. Çünkü insani kurtaran ilim degil, ameldir, ihlastir, tevazudur. Ameli, ihlasi olmayan âlimin ilmi kendisine fayda vermez, kurtulmasina vesile teskil etmez.
Ahmed Sahin, Islam büyükleri
(Mevlâna Câmi hazretleri'nin en eönemli eseri Sevâhidü'n-Nübüvve/Peygamberlik müjdeleri Bedir yayinevi'nde yayinlanmistir, M.K.)